BİR DEVRİ DAİM MAKİNESİ HİKAYESİ

15.08.2013 06:59

DEVRİ DAİM MAKİNESİ
İnsanoğlunun bilimsel yarı bilimsel ve sahte bilimsel arayışları olmuştur,doğanın sırlarını akıl erdirmeye başladığından beri... Ölümsüzlüğü getirecek ''hayat suyu'',kurşunu altına dönüştürecek ''filozof taşı'',dış kaynaklara bel bağlamaksızın kendi enerji öz kaynaklarını seferber edip sürekli çalışacak ''devri daim makinesi'' bu arayışların başında gelir.Bunlar bir tür tutku gibi girmişlerdir insanların kafasına...Girdikten sonra da çıkmamışlardır.
Elinde biraz mekanik yatkınlığı bulunan,iki teli bağlayıp elektrik arızalarını giderebilen,biraz boş zamanı,biraz sabrı,biraz öz güveni bulunan herkes bu arayışların içindedir.Hele ''devri daim makinesi için özellikle geçerlidir bu...Ama ''devri daim makinesini icat etmeye çalışanların iki ortak özelliği daha vardır.Mekaniğin temel ilkeleri konusunda zır cahildirler...Kendilerinden önce aynı arayışa girmişlerin çalışmalarından habersizdirler.Böyle olunca da,eski deyimiyle ''devri daimi'',yeni deyimiyle özdevinimi arar,dururlar.Söylemeye gerek yok herhalde... Bulamazlar.Biraz bu konuyu bilenler ,hemen''Orffyreus'un Tekerleği ne olacak? Odamı başarısızdı?'' diye sorabilirler.Açıkça söyleyelim:Bilinmezleri çok bir bilim dünyasında,gerçekten ilginç bir ''özdevinim'' olayıdır,Orffyreus'un Tekerleği...
KİM KİMDİR ? NE NEDİR ?
Orffyreus'un tekerleği,1717 yılında,Hesse-Cassel'de sergilenmiştir.Mucidi Şansölye Orffyreus'tur.Bilinen ve görünen herhangi bir içsel enerji kaynağına gereksinme duymaksızın çalışan,herkesin gözü önünde gerçekleştirilen ''resmi'' deneylerle çalıştığı kanıtlanan,ama,nasıl çalıştığı bir türlü kanıtlanmayan bir ''devri daim makinesi''dir bu...Sırrı da mucidiyle birlikte mezara gitmiştir.Orffyreus'un kim olduğu,makinenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgi bulunuyor elimizde... Örneğin,Orffyreus'un bizzat kaleme aldığı bir broşürde makinenin yapısı,mekanizması ve işleyişine yön veren mekanik ilkeler ana hatlarıyla açıklanmış durumda... Gelin görün ki,Orffyreus'un söyledikleri mekanik bilimin bilinen bütün ilke ve özelliklerine büyük ölçüde ters düşüyor.Ama çalıştığına dair çok sayıda kanıttan başka,güvenilir çok sayıda tanık da var.Kısacası,çağdaş mekanik bilimcilerin kararsız oldukları nokta,Orffyreus'un ya gerçek bir ''devri daim makinesi '' yaptığı,yada bir şarlatan olduğudur.Makineyi gerçekten yapmışsa sırrını ya bilinçli biçimde gizlemiştir, yada kendisi de bunu bilmemektedir.Yok, Orffyreus bir şarlatansa,o zaman da Buatier da Kolta ya da Maskelyne gibi ünlülere bile parmak ısırtacak düzeyde bir illüzyonisttir.Herkesin gözü önünde,bilim adamlarının acımasız ve eleştirici bakışları altında,bütün deneylerini başarıyla sürdürmüş ve sonuçlandırmıştır.Ortada bir ''göz boyama'',bir aldatmaca söz konusuysa ,hiç kimse bunu gerçeğinden ayırt edememiştir.Dilerseniz olayı özetleyelim kısaca...
Orffyreus'un gerçek adı Johann Ernest Elias Bessler'di.1680 yılında Zittau'da doğmuş,din bilim,tıp ve resim alanlarında çalıştıktan sonra ilgisini mekaniğe kaydırmıştı.1712 yılında da ''özdevinim'' üstünde ilk çalışmalarını başlatmış,kendiliğinden çalışır görünen bazı tekerlekler yapmıştı.Kamuoyunda sergilediği ilk tekerlek(1712) 90 cm çapında,10 cm kalınlığındaydı.Yalnızca hareket etmekle kalmıyor,dönüş hızını giderek artırabiliyor,üstelik yükte kaldırabiliyordu.1713 yılında sergilenen ikinci tekerlekse,1.5 metre çapında ,15 cm kalınlığındaydı.Dakikada 50 devir yapabiliyordu,15-16 kilo civarında ağırlıkları kaldırabiliyordu.Sonra üçüncü tekerleğini de yapmıştı,1715 yılında...30 cm kalınlığında, 2 metre çapındaki bu tekerlek,öncekilerden de güçlü bir yapıdaydı.Orffyreus'un gerçekten bir devri daim makinesini yaptığına inananlar ile bunu reddedenler kutuplaşmışlardı,daha o zamandan...
ORFFYREUS'UN DÖRDÜNCÜ TEKERLEĞİ
Cassel yakınlarındaki Weissenstein Şatosunda yapımı tamamlandı.Orffyreus'un dördüncü tekerleğinin... Leyden'den Profesör Gravesande ,Sir Isaac Newton'a yazdığı bir mektupta,Orffyreus'un dördüncü tekerleğini şöyle anlatıyordu:''Mucidi,matematik bilgilerinden genellikle yoksun olmakla birlikte,mekanik işlere son derece yatkın bir kişi... Gerçi icadı bir aldatmaca olabilir,ama ilk bakışta,çok şaşırtıcı,hayret verici özellikler taşıyor.3.5 metre çapında,kenarları 35 cm kalınlığında olan bu tekerlek,iç kısmının görülmemesi için brandayla örtülü durumda...Tekerleğin ortasında 15 cm çapında bir aks geçiyor ve dönüş bu aksın etrafında gerçekleşiyor.Makineyi yakından incelediğimde,hareketin kesinkes makine dışından kaynaklanmadığını gördüm.Dakikada 25-26 devirlik bir hıza ulaşabiliyordu''.
Avusturya İmparatoru'nun baş mimarı Baron Fischer de,Dr.J.T.Desaguliers'e yazdığı bir mektupta makine hakkında benzeri görüşler getirmişti.''Bu makinenin nasıl işlediği hakkında şaşkınlık içindeyim.Dakikada 26 devir yapan,3.5 metre çapında,iple tutturulmuş kovalar içinde su kaldırabilen bir makine bu... Tekerleğin dönüşünü durdurabilmek için iki elimle ona asılmak zorunda kaldım.Elimi çekince hareketsiz durduğunu gördüm.Sonra çok hafif ittim ve giderek hızlandığını,dakikada 26 devirlik hızına kısa sürede eriştiğini gördüm.Gerçi uzunca bir süre gözlemlerimi devam ettiremedim,ama bana kalırsa ,'devri daim makinesi' iddialarına bundan daha çok uygun düşen ikinci bir araç düşünemiyorum.Bu ilk gözlemlerden sonra Orffyreus'un dördüncü tekerleği,12 Kasım 1712'de ilk resmi sınavından geçirildi.Bilim adamları ve yetkililerden oluşan bir grup,makine 26 devirlik hızına ulaştıktan sonra,bulunduğu odayı mühürlediler ve gittiler.Başına da kimse girmesin diye bir nöbetçi diktiler.26 Kasım günü mühürleri söküp odaya girdiklerinde,Orffyreus'un tekerleği dakikada 26 devirlik hızıyla dönmesini sürdürüyordu.Kapıyı yine mühürleyip 4 Ocak 1713'de tekrar odaya girdiler.Tekerlek hala dönüyordu.
1717'NİN SONRASI
Hiç bir dış müdahale olmaksızın Orffyreus'un tekerleğinin kendiliğinden döndüğü saptanınca,onun sırrını satın alabilmek için kıyasıya pazarlıklara girildi.Duyduklarına inanamayan çok sayıda bilim adamı,''devri daim makinesi''ni gözleriyle görebilmek için Cassel'e gittiler,deneyler yaptılar.Gözleriyle ilk görenler gibi, onlarda inandılar ortadaki olayın özdevinim olduğuna...Ama,birdenbire,hiç beklenmedik bir şey oldu.Bu gün bile esrar perdesiyle örtülü olan bir tutumla,Orffyreus,tekerleğini parçaladı.Anlaşılan,bazı bilim adamlarının makineyi yakından incelemek istemelerini ''onlarca duyulan kuşku''ya yormuş,öfkelenmişti.Oysa Orffyreus makineyi parçaladığı sırada,incelemeyi yapan bilim adamları,makinenin kesinkes aldatmaca olmadığına özdevindiğine dair raporlarını yazıyorlardı.Olaydan sonra inzivaya çekildi Orffyreus...Söylentilere göre,yanlış anlamaya kurban giden dördüncü tekerleğinin yerini alacak bir beşincisini yapıyordu.Ama bunu gerçekleştirdiyse bile sergilemedi.1745 yılının Kasım ayında da öldü.Ölümünden sonra tek kişi savundu onu...''Orffyreus Tarafından Yapılan Otomoton'un Öyküsü''başlıklı bir makalesinde,Dr.William Kenrick şunları yazıyordu:''Orffyreus özdevinimin mümkün olduğunu kanıtladı.Bize düşen görev,onun yolunda yürüyerek benzeri devri daim makineleri yapmaktır.Bunlardan biri üstünde çalışmalarımı sürdürüyorum.Adını ''Özdöner koymaya niyetliyim''.
Makinenin işleyişini bizzat gözleyen M.de Crousaz gördüklerine bir türlü inanmak istemeyenlerdendi.Gravesande'e yazdığı bir mektupta da tekerleğin bir devri daim makinesi olamayacağının gerekçelerinişöyle sıralıyordu:
1)Bir kere Orffyreus tıbbi anlamda delidir.
2)İkinci olarak,onca akıllı ve bilge kişinin gerçekleştiremedikleri bir icadı ,bir delinin gerçekleştirmesi imkansızdır.
3)Bilimde ''imkansız'' denilen şeylerin gerçekleşebileceğine inanmamak gerekir.
4)İnsanlar kendilerine maddi çıkar sağlayacak bir takım şeyleri başkalarından gizlemekte haklıdırlar.Ne var ki Orffyreus bu icadından para değil ün peşindedir.Makinesinin iç aksamını başkalarına göstermemekle,peşinde koştuğu üne gölge düşmesine yol açmaktadır.
5)Makine yalnızca tek yöne dönmekte,karşı yöne hareket etmemektedir.
Profesör Allemande ise,ortadaki bulgu ve verileri,iddia ve karşı iddiaları şöyle değerlendiriyordu:''Orffyreus'un deli olduğunu kabul edebilirim.Değişik zamanlarda tekerleklerini öfkeyle tahrip etmesi,buna işaret sayılabilir.Ancak delilikle dehanın el ele gidebileceklerini ,dolayısıyla onca bilge kişinin yapamadığını bir Orffyreus'un yapabileceğini kabullenmek durumundayız.Öte yandan,tekerleğin dönüşünde herhangi bir dışsal gücün etkili olmadığı açıktır.Özdevinim iddialarına karşı olanlar da bu konuda herhangi bir itiraz getirmemişlerdir.Mühürlü kapıların ardında da tekerlek dönmeye devam etmiştir.Tekerleğin dayandığı ayaklardan birinin oyuk olduğu,buradan geçirilen bir iple hareketin sağlandığı iddiaları da,en kuşkucu gözlemcilerin de kabul ettikleri gibi geçersizdir.Orffyreus'un yarattığı olgu özdevinim olabilir yada olmayabilir.Ama ,makinenin dış güçle hareket ettirilmediği açık olduğuna göre,gözlerimizi muhtemel iç güçlere çevirmek zorundayız''.
MUHTEMEL ''İÇ-GÜÇ''LER
Orffyreus'un tekerleğinin dönüş gücünün dışarıdan kaynaklanmayıp içeride oluştuğu kabul edildiğinde,akla, ''Nasıl bir güç?'' sorusu gelmektedir,ister istemez...Dördüncü tekerleğin 3.5 metre çapında, 45-50 santimetre kalınlığında olduğu düşünülürse,branda bezinin arkasında ve tekerleğin içinde bir adamın oturduğu,döndürme ve su çekme hareketlerini bu adamın yaptığı öne sürülebilir.Akla gelebilecek ilk açıklama budur... Ne var ki,böyle bir açıklama,boyutları çok daha küçük olan ve döndükleri aynı şekilde kanıtlanmış olan ilk üç tekerleğin durumuna ışık tutmamakta,bunları açıklamada yetersiz kalmaktadır.Kaldı ki,tekerleğin bulunduğu oda iki ay mühürlü kalmıştır.Bir insanın iki ay süreyle kapalı bir odada kalıp da iz bırakmaması mümkün müdür ? İkinci ihtimal ,tek bir kurmayla uzun süre giden bir saat mekanizmasının aksa yerleştirilmiş olmasıdır.O tarihlerde,tek kurmayla bir yıl çalışabilen saatler geliştirildiğine göre,Orffyreus'un tekerleğinin 54 gün süreyle benzeri bir mekanizmayla çalıştırıldığı düşünülebilir.Bir kere gözlemcilerinde belirttikleri gibi tekerlek ''kurma'' ya dayalı bir mekanizmaya sahip değildir.İkincisi,sürtünme etkisiyle çalışma hızı düşme gösterebilir.Nitekim o dönem teknolojisiyle geliştirilen saatler dakik olmaktan uzaktır.Sürekli geri kalmaktadırlar.Oysa Orffyreus'un tekerleği,dakikada 26 devirlik hızını tastamam 54 gün sektirmeden sürdürmüştür.Üçüncü ihtimal Orffyreus'un yaşadığı çağın bir kaç yüzyıl sonrasına sıçrayarak elektrik motorunu keşfetmesi,(Elektrik Motoru ilk kez 1831 yılında michael FARADAY tarafından gerçekleştirilmiştir.Ama Orffyreus 1717’de dogup ve 1745’te ölmüştür)tekerleğin içine yerleştirdiği akümülatörlerden sağladığı enerjiyi devreye soktuğudur.Bu olmadığına göre,tekerleğin mekanizmasının bir tür doğal enerji kaynağıyla bağlantılı olduğunu kabullenmemiz gerekiyor.Modern dinamik ve mekanik kurallara ne kadar ters görünürse görünsün,o dönemde yazılanların birleştikleri nokta, Orffyreus'un tekerleğinin,hareket edebilmek için,şu yada bu şekilde ''yerçekimi'' ne bel bağladığıdır.''Acta Eruditorum'' da yayınlanan bir makaleye göre ''Tekerleğin hareketi ağırlıklarla sağlanmaktadır.Orffyreus da bunu kabul etmiştir.Tekerleğin her dönüşü tamamlandığında sekiz asılı ağırlık düşerek ikinci dönüşü hazırlamaktadır''.Bir de Orffyreus'u dinleyelim şimdi...''Bir değirmen taşına nasıl döner tekerlek diyebilirsek,aynı şekilde icadıma da Orffyreus'un tekerleği diyebiliriz.Bilim adamlarının,insanlığın yıllardır aradıkları özdevinimi Tanrı'nın emriyle gerçekleştirmiş bulunuyorum.Makinenin dış kısmı brandayla kaplı olup bir tambura biçimindedir.Silindir biçimindeki kaidesinin çapı 3.5 metre,kalınlığı da 38 cm ile 45 cm arasında değişkendir.Ortadaki aksın uzunluğu 1.80 metre,kalınlığı 20 cm dir.Harekette yardımcı olan iki sivri uçlu çelik pivotun her biri 3 cm kalınlığındadır.Tekerlek dikey durmakta,hareketi iki sarkaç denetle-mektedir.Makinenin iç düzeni mekanik özdevinim yasalarına göre düzenlenmiş olup,asılı ağırlıklar,pozisyonlarını yitirmedikçe makinenin belirli bir hızda kesinti-siz olarak çalışmasını sağlamaktadır.Kurmaya dayalı olarak çalışan saat gibi mekanizmalardan farklı olarak,tekerleğin ağırlıkları özdevinimin ta kendisidir. Yerçekiminin etkisine girip birbirlerini dengelemedikçe,özdevinim sürecektir''.
Aslında basit,çok bilinen bir şeydir Orffyreus'un bu söyledikleri... Dönüş ha-lindeki bir tekerleğin yükselen yanındaki ağırlıkların yerçekimi eksenine yaklaş-tıkları,inen taraftaki ağırlıkların da uzaklaştıkları iddiasını ,''özdevinim'' arayışın-daki tüm devri daimciler hep öne sürmüşlerdir.H.Dicks'ün özdöner tekerlekleri aynı ilkeye göre yapılmış mekanizmalardır.Bunların en önemli aksaklığı,tekerleğin bir tarafındaki ağırlıkları,öteki tarafındaki ağırlıklara kıyasla merkezden daha uzakta tutsa bile,bu dengeleyici ağırlıkların harekete,yani tekerleği döndürmeye yetmeyeceğidir.O zaman akla şöyle bir soru geliyor: Orffyreus tekerleğini döndürdüğünü iddia ettiği mekanizmayı neden yanlış tanıt-mıştır?Bu yanlış tanıtma bilinçlimidir,yoksa bilgisizlikten mi kaynaklanmaktadır? Bu konuya kesin bir yanıt vermek güç,hatta olanaksızdır.Orffyreus'un gerçekleş-tirdiğini olduğu gibi değerlendirmekte yarar vardır.Bir kere Orffyreus gerçekten ''dahice'' bir buluş gerçekleştirmiştir,''devri daim makinesine''... Bu da tekerleğin hareketini denetleyen sarkaçların düzenlenişidir.Sarkaçlar,tekerleğin aksı üstünde iki karşıt kranka yerleştirilmişler,böylece birbirlerini dengeler duruma getirilmişlerdir.Bu nedenle de,tekerleğin dönme hareketi üstünde hiç bir frenleyici etkileri yoktur.Üç buçuk metre uzunluğundaki bu sarkaçların,normal ''sarkaç'' olmaları halinde,bir uçtan ötekine sallanmaları süresi 1.8 saniyedir.Bu da tekerleği dakikada 33 kere döndürecektir.Ancak bunların tepesine ağırlık yerleştirildiği düşünülürse,sarkaç hareket süresi uzamakta,dolayısıyla tekerlek devir hızının dakikada 26 kereye inmesi mümkün görünmektedir.Öte yandan,hareketin ağırlık balanslarıyla yada herhangi bir mekanik yoldan sağlanamayacağı açıktır.On dokuzuncu yüzyılın en önde gelen bilim adamlarından Sir George Airy 'özdevinim' konusunda şöyle yazıyor. ''Doğa güçleriyle ilgili bildiğimiz kanuniyetlerin hiç birisi özdevinimi mümkün kılmamak-tadır.Bir doğa gücüne hükmeden kanuniyet bilindiğinde,o gücün belli bir andaki hacmi,etki anındaki değil de,etki anından hemen önceki pozisyonuna bağlı olacaktır.Ancak,gücün hacmi,etki anındaki değil de,etki anından hemen önceki pozisyona bağlı olacaksa bu kanuniyet işlemez.Kitke ilk pozisyonuna döndüğünde hızı öncesine göre azalmış yada artmış olabilir.Azalırsa hareket durur.Artarsa da,her keresinde hızlanarak artar.Bu hızın hem sürmesini,hem de aynı kalmasını sağlayacak fren mekanizması,'özdevinim'i teorik olarak gerçekleştirebilir.' Bilimsel yazıların büyük bölümü gibi,Airy'nin bu makalesi de önce okunmuş,sonra unutulmuştur.Unutulması da belki yazarı için iyi olmuştur.Bütün bilim çevrelerinin özdevinimle alay ettikleri,hatta Fransız Bilimler Akademisi'nin 1775 yılında aldığı ünlü kararla ''devri daim makineleriyle özdevinime dayalı olduğu iddia edilen her türlü aracın patentlenmesinin yasaklandığı'' bir ortamda,Airy'nin başı herhalde dertte olur,bilimsel saygınlığı tartışma konusu edilirdi.
Orffyreus ne yaptı? Yaptıklarını neden herkesten sakladı?Hiç bir çıkarı olmadığı halde yaptığını neden gizledi?Ün için yaptığı,maddi çıkar beklemediği bir işte,bu gizliliğin ününe gölge düşürdüğünü neden görmedi? Yoksa bir düş kurdu,önce kendisini,sonra başkalarını mı inandırdı?Orffyreus'un tekerleğinin mekanizması gibi,bu soruların yanıtları da bilinmezler arasında...
Ama şunuda unutmamak gerekir ki imkansız denen her şey,yapıldıgı taktirde mantık açısından çok basit görünen şeylerdir.